İtalyan Yüksek Mahkemesi, İtalya’nın Conegliano kentinde pestisit kullanımını yasaklama konusundaki kararı onayladı. Bu karar sonucunda, vatandaşların yerel yönetimlerden pestisitlere karşı koruma talep etmesinin yolu açıldı.
Avrupa Birliği’ne üye ülkelere bağlı belediyeler genelinde, vatandaşların ve vatandaşların yaşadığı çevrelerin, pestisitlerin ‘’toksik’’ yani ‘’zehirleyici’’ etkilerine karşı korunmasına yönelik çalışmalar giderek artıyor. Ancak tarımsal ticaretinin etkisi ile pestisite maruz kalmayan bir gıda sistemine geçiş süreci önemli ölçüde yavaş ilerliyor. Bu nedenle, Avrupa’nın birçok bölgesinden insan bir araya gelerek politikacılardan hem ulusal hem de Avrupa’nın genelinde pestisitlere karşı henüz sağlanamamış olan koruma düzeyinin gerçekleşmesi için harekete geçmelerini talep ediyor.
2018 yılında, İtalya Pestisit Eylem Ağı (PAN Italia), Conegliano kentinde tüm sentetik pestisitlerin yasaklanmasını talep eden bir danışma referandumu düzenledi. Aynı yılın ekim ayında kaleme alınan ve pestisitlere karşı yerel halkın taleplerini içeren dilekçe, belediyede pestisitlerin aşamalı olarak kaldırılmasını tartışmak üzere Conegliano Kent Konseyi‘ne sunuldu. Ancak, pestisit kullanımına dair gerçekleştirilmeye çalışılan bu ‘’arındırma’’ çabalarına, bölgedeki geleneksel Prosecco şarabı üreticileri tarafından karşı çıkıldı. Bu karşı çıkma durumu ile ilgili ilk olarak İtalyan İçişleri Bakanlığı’na yapılan başvuruda referandumun geçerliliğine itiraz edilip konu mahkemeye götürüldü. Daha sonra Cumhurbaşkanı’na hitaben ikinci bir olağanüstü temyiz başvurusunda bulunulması neticesinde, dava İtalyan Yüksek Mahkemesi’ne taşındı.
Mahkeme referanduma gitme kararı aldı
İtalyan Yüksek Mahkemesi, ‘’Conegliano Referandumu’’nun yasal olduğuna karar vererek davayı sonlandırdı. Bu karar, hem zararlı pestisitlere karşı mücadele hem de vatandaşların demokratik karar alma süreçlerine erişimi açısından oldukça önemli bir zafer olarak karşılandı.
PAN İtalya üyelerinden Gianluigi Salvador, endüstriyel tarımın özellikle üzüm bağlarında yarattığı kirliliğin oldukça büyük bir oranda olduğunun altını çizerek hem yerel halkın sağlığını hem de ekosistemleri tehdit ettiğini belirtiyor. Salvador ayrıca, gücü elinde bulunduran grupların, pestisit karşıtı vatandaşların zirai kimyasallardan korunma taleplerini engellemek için her türlü yola başvurabileceğini söylüyor.
PAN Avrupa Politika Danışmanı Henriette Christensen, konu ile ilgili olarak, bölgede pestisitlere maruz kalanları yıllardır takip ettiklerini belirtiyor. Karara karşı başvuruda bulunan çiftçi sendikalarının ve şarap üreticilerinin pestisitlere karşı işbirliği yapmak yerine, PAN Avrupa’ya karşı mücadele etmesinin ve yerel yönetimin bugüne kadar bölgede kullanılan bu ‘’kimyasal’’ üretim yöntemlerine göz yummasının son derece büyük bir hayal kırıklığı yarattığının altını çizen Christensen, şarap üretimi noktasında kimyasal olmayan birçok alternatifin bulunduğunu söylüyor.
Pestisitsiz bölgeler oluşturulmalı
PAN Avrupa’nın politikalarından sorumlu yetkilisi Martin Dermine ise, vatandaşların ve cesur politikacıların, Avrupa’daki birçok kentte insanların sağlığını ve çevreyi pestisitlere karşı korumaya çalıştığını ancak düzenli olarak daha yüksek yargı mercilerinin muhalefetiyle karşılaşıldığını açıkladı. PAN Avrupa’nın, Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanan ‘’Pestisitlerin Sürdürülebilir Kullanımı’’ direktifinin devam eden revizyonunu takip ettiklerini belirten Dermine, direktifin daha net kurallara sahip olması ve yerel makamların pestisitsiz bölgeler oluşturmasına izin verilmesini sağlayacak şekilde düzenlenmesi gerektiğini söylüyor.
Güçlü bir kamu desteğinin sağlanması ile birlikte, İtalya’daki yerel makamların kendi topraklarında pestisit kullanımını yasaklamaya çalışması oldukça önemli bir detay olarak karşımıza çıkıyor. Fransa’ya bakıldığında, birçok davada daha yüksek yargı mercilerinin pestisit kullanımının engellenmesi noktasındaki kararı bozduğunu görülüyor. Buna karşın İtalyan içtihatı ve yüksek mahkemeleri ise, pestisitlere karşı eyleme geçen bu tür girişimlerden yana bir tavır sergiliyor.
PAN Avrupa Yönetim Kurulu Üyesi Koen Hertoge; İtalya, Güney Tirol’deki Vinschgau’ya bağlı bir komün olan Malles Venosta vatandaşı olduğunu belirterek, Malles Venosta’da yapılan referandum neticesinde alınan bu mahkeme kararının İtalya’daki diğer girişimlere ilham verdiğini düşünüyor. Conegliano halkının sürdürülebilir bir gelecek için oy vereceğinden emin olduklarını söyleyen Hertoge, İtalyan hukuk sisteminin adil bir şekilde çalıştığını ve vatandaşların sağlıkları, çevreleri ve kültürel mirasları için savaşılmasına izin verildiğini görmenin büyük bir mutluluk olduğunu da sözlerine ekliyor.
Belediyelerin işbirliğiyle zehirsiz kentler mümkün
Türkiye’de entegre mücadele çalışmalarını destekleyen, biyolojik ve biyoteknik mücadele yöntemlerini yaygınlaştırmaya çalışan belediyelerin sayısı giderek artıyor. Ancak, Türkiye nüfusunun yaklaşık %92’sinin yaşadığı kentlerde, özellikle bebek ve çocukların sağlığını tehdit eden tarım zehirleri ve aynı aktif maddelere sahip (Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılan) biyosidal ürünler yoğun olarak kullanılmaya devam ediyor. Zehirli kimyasal kullanımını azaltacak doğa dostu yöntem ve uygulamaların yaygınlaştırılmasını sağlamak adına atılacak daha çok adım mevcut.
Kentlerdeki park ve bahçeler, yeşil alanlar, okullar, spor sahaları gibi ortak alanlarda, doğayı ve insan sağlığını tehdit eden pestisit ve biyosidal ürünlerin kullanımının azaltılması hedefiyle harekete geçen Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği, Nisan 2021 itibarıyla Zehirsiz Kentlere Doğru projesine başladı. AB Sivil Toplum Diyalogu VI programı kapsamında, Avrupa Pestisit Eylem Ağı (PAN Europe) ortaklığı ve Zehirsiz Sofralar Pestisit Eylem Ağı (ZSPEA) desteği ile yürütülen Zehirsiz Kentlere Doğru projesiyle, kentlerde ve kamusal mekânlarda; kemirgenler, haşereler, nematodlar, sinekler, böcekler, zararlı ve yabancı otlar vb.leri ile mücadele için kullanılan zehirli biyosidal ürünlerin yerini doğa dostu yöntemlerin alması için muhatapların konuyla ilgili sorumluluk üstlenmesi teşvik ediliyor.
Biyosidal İş Sağlığı ve Güvenliği Derneği’nden (BİYOSİDER) bilim insanları ve uzmanlarla birlikte hazırlanarak belediyelerin katılımına açılan Durum Analiz Anketi sayesinde, hem yerel yönetimlerin güncel durumu belirleniyor hem de hayata geçirilen iyi uygulama örneklerinin yaygınlaştırılması ve gelecekte yapılacak akademik çalışmalara ışık tutulması hedefleniyor.
12 ay boyunca sürecek olan proje kapsamında, seçilecek belediye temsilcileri ile AB ülkelerinde iyi örnekler ortaya koyan yerel yönetimlere ziyaretler düzenlenmesi, yerel yönetimlere yönelik bir rehber ve vatandaşlara yönelik bir kitapçık hazırlanması planlanıyor. Ayrıca konu ile ilgili destekleyici veriler ve çözüm önerilerinin yer alacağı web sayfası (zehirsizkentler.org) ve sosyal medya paylaşımlarıyla kamuoyunun dikkatini çekerek projeye katılımının sağlanması amaçlanıyor.
100’ü aşkın sivil toplum kuruluşu ve inisiyatifin bir araya gelerek endüstriyel tarımda kullanılan pestisitlerin yasaklanması için başlattığı Zehirsiz Kampanya‘ya öncülük eden ve 25 tarım zehirinin yasaklanmasını sağlayan Buğday Derneği, tüm paydaşların işbirliğiyle kentlerde biyosidal ürünlerin kullanımının yasaklanmasına yönelik zehirsiz uygulamalara odaklanan bir kampanya yürütecek.
Zehirsiz Kentlere Doğru projesi ile ilgili ayrıntılı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
Çeviri: Deniz Saygı
Kaynak: Italian Court confirms municipalities are entitled to ban the use of pesticides – Pesticide Action Network Europe